17 Ekim 2006

21 CİNSEL SUÇLAR

21

CİNSEL SUÇLAR

Cinsel suçların cinayetten sonra bireye karşı işlenen en ağır şiddet eylemi olması, bu tür suçlara ağır cezaların uygulanması, birey, aile ve toplum üzerinde olan olumsuz etkileri, gerçek suçluların cezalandırılmaması yanında yanlış mahkumiyet kararlarının verilme olasılığı, hekimin sorumluluğunu oldukça ağırlaştırmaktadır. Bu amaçla, olayı aydınlatabilecek en etkili unsurlardan olan tıbbi raporların yeterliliği ön plana çıkmaktadır

CİNSEL SALDIRILARIN GÖRÜLÜŞ ŞEKİLLERİ

Rızası olmayan veya yaşının küçüklüğü veya akıl hastalığı nedeniyle rızası var kabul edilmeyen bir kişinin fiziksel güç kullanımı, tehdit, korku veya hile ve kandırma gibi zorlamalarla cinsel içerik taşıyan bir davranışa maruz kalmasıdır. Bu davranışlar cinsel amaçlı bir dokunuştan ırza geçmeye kadar geniş bir spekturumu içerir. Türk Ceza Kanununda cinsel suçlarla ilgili; cinsel saldırı, çocukların cinsel istismarı, reşit olmayanla cinsel ilişki, cinsel taciz, hayasızca hareketler, müstehcenlik, fuhuş gibi kavramlar bulunmaktadır.

CİNSEL SALDIRI

Bir kadınla ya da erkekle zorla ve rızası olmaksızın yapılan cinsel ilişki cinsel saldırı olarak adlandırılır. Cinsel saldırı suçunun maddi unsuru, cinsel dokunulmazlığın, kişilerin vücudu üzerindeki cinsel bir davranışla ihlal edilmesidir.

Cinsel saldırı, TCK’nun 102. maddesinde şu şekilde tanımlanır:

TCK’ NUN 102. MADDESİ:

1. Cinsel davranışlarla bir kimsenin vücut dokunulmazlığını ihlal eden kişi, mağdurun şikayeti üzerine, iki yıldan yedi yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

2. Fiilin vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle işlenmesi durumunda, yedi yıldan oniki yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Bu fiilin eşe karşı işlenmesi halinde, soruşturma ve kovuşturmanın yapılması mağdurun şikayetine bağlıdır.

3. Suçun,

a. beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,

b. kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle

c. üçüncü derece dahil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı,

d. silahla veya birden fazla kişi tarafından

işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilen cezalar yarı oranında artırılır.

4. Suçun işlenmesi sırasında mağdurun direncinin kırılmasını sağlayacak ölçünün ötesinde cebir ve şiddet kullanılması durumunda kişi ayrıca kasten yaralama suçundan dolayı cezalandırılır.

5. Suçun sonucunda mağdurun beden veya ruh sağlığının bozulması halinde, on yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur.

6. Suç sonucu mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü halinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur.

TCK’ nun 102. maddesi esas olarak, ergin (18 yaşın üzerinde) mağdurları ilgilendiren bir madde niteliğindedir.

CİNSEL DOKUNULMAZLIĞIN İHLALİ

TCK’ nun 102. maddesinin birinci fıkrasında tanımlanan hükme göre, bir kişinin, karşıt veya kendi cinsinden başka bir kişiye karşı, cinsel arzularını tatmin etmek amacıyla ve onun cinsel dokunulmazlığını ihlal edecek tarzda yönelttiği, kişinin iradesi dışında gerçekleşen davranış suç olarak tanımlanmıştır. Bu eylem, eski TCK’ nda tanımlanan ırz ve namusa tasaddi eylemi ile örtüşmektedir. Buradaki eylemde, kişilerin cinsel arzularını tatmin etmek amacında olması yeterli olup, cinsel arzularını tatmin edilmiş olması şart değildir. Yine bu fıkrada tanımlanan suçun maddi unsurlarından biri, eylemin cinsel amaçlı olmasına karşın cinsel ilişkiye kadar varmamış olmasıdır. Üçüncü unsur ise, eylemin kişinin istemi dışında gerçekleşmesidir. İrade dışı gerçekleşme, mağdura karşı cebir, şiddet veya hile kullanımı şeklinde olabileceği gibi, mağdurun bilincinin yitirilmesine neden olmak ya da narkolepsi (uyku hastalığı), alkol alıp sızma, uyku ilacı ile derin uyuma gibi nedenlerle mağdurun derin uyku halinden yararlanmak şeklinde de gerçekleşebilir. Bu suçla ilgili olarak soruşturma ve kovuşturmanın yapılması ancak mağdurun şikayetine bağlıdır.

Zorla, hile ile, korkutarak, koit yapmaksızın, sadece libido duygusunu tatmin için daha çok kızlar olmak üzere, kurbanların vücutlarında yapılan bu fiil ve hareketler, koit gerçekleştirmeden penisin vulvaya sürtülmesi, vulvaya dille dokunma ve sürtme, penisin kalçalar ve bacaklar arasına sürtülmesi, elle mastürbasyon yapma veya yaptırma gibi fiil ve hareketler bu kapsam çerçevesindedir. Bu eylem sırasında vücudun değişik bölgelerinde ısırık ve emme izleri, direncin kırılmasına yönelik lezyonlar, vagen ve anüste sıyrık ve ekimozlar oluşabilir.

IRZA GEÇME VEYA CİNSEL İŞKENCE/EZİYET:

TCK’ nun 102. maddesinin ikinci fıkrasında, penis veya parmak, jop, vibratör, sopa vb başka bir cismin, vaginal, anal veya oral yolla ithali (sokulması), fiilin nitelikli halini tanımlamaktadır. Yine burada da temel unsur eylemin irade dışı gerçekleştirilmiş olmasıdır. İlk fıkradan farklı olarak bu fıkrada, kişinin cinsel arzularını tatmin etmek amacı aranmamış ve herhangi bir şekilde fiilin gerçekleştirilmesi yeterli sayılmıştır. Her ne kadar yasa kapsamında bu eylemle ilgili her hangi bir tanım kullanılmamışsa da, bu eylem alışılmış ulusal tanımıyla ırza geçme ve cinsel işkence/eziyet olarak ifade edilen eylemi betimlemektedir.

EVLİLİK İÇİ IRZA GEÇME VEYA CİNSEL EZİYET:

Yine aynı fıkra kapsamında, eylemin eşe karşı işlenmesi de bir suç olarak tanımlanmaktadır. Evlilik birliği, eşlere sadakat yükümlülüğünün yanı sıra, karşılıklı olarak birbirlerinin cinsel arzularını da yerine getirme yükümlülüğü getirmektedir. Ancak evlilik hiçbir zaman ırza geçme için resmi bir sertifika olarak kabul edilemez. Evlilik içinde de olsa cinsel ilişki karşılıklı rızaya dayanmalıdır. Eğer karşılıklı rızanın olmadığı bir durumda eşlerden biri diğerine karşı yukarda ikinci fıkrada belirtilen eylemlerden birini gerçekleştirirse suç oluşacaktır. Eylemin cinsel tatmin amaçlı olması evlilik içi ırza geçme, cinsel amaçlı olmayıp intikama yönelmesi amaçlı olması ise, evlilik içi cinsel eziyet olarak adlandırılabilecektir. Ancak suçla ilgili olarak soruşturma ve kovuşturmanın yapılması mağdurun şikayetine bağlıdır.

CİNSEL SALDIRI FİİLİNİN AĞIRLAŞTIRICI ÖGELERİ:

102. maddenin üçüncü fıkrasında, 1. ve 2. fıkradaki fiilin işleniş şekline ilişkin ağırlaştırıcı unsurlara yer verilmiş olup; fiilin, beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı, kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle, üçüncü derece dahil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı ya da silahla veya birden fazla kişi tarafından işlenmesi ağırlaştırıcı unsurlar olarak sayılmıştır. Yasaya gore, kişilerden herbirinin fiilen icranın içinde bulunması halini kapsamakta, birinin azmettirmesi sonucu ya da gözcülüğü ile başka biri tarafından gerçekleştirilen eylemi içermemektedir.

102. maddenin 4., 5., ve 6. fıkralarında ise, eylem sonucu kişide meydana gelen hasarlar ele alınmış, Suçun işlenmesi sırasında mağdurun direncinin kırılmasını sağlayacak ölçünün ötesinde cebir ve şiddet kullanılması durumunda kişi ayrıca kasten yaralama suçundan dolayı cezalandırılacağı, suç sonucunda mağdurun beden veya ruh sağlığının bozulması veya mağdurun bitkisel hayata girmesi ya da ölümü halinde, ağırlaştırılmış cezaların uygulanacağı belirlenmiştir. Yasaya gore, mağdurun direncinin kırılmasını sağlayacak ölçünün ötesinde şiddet tanımlaması, ağızın katılması, bacakların ayrılması, kolların tutulması gibi zorla ilişkinin gereği dışında uygulanan şiddet eylemini tanımlamaktadır.

CİNSEL İSTİSMAR

Onsekiz yaş altı kişilere karşı uygulanan cinsel eylemlere ise, TCK’ nun 103. ve 104. maddelerinde yer verilmiştir. Yasanın 103. maddesinde, çocuklar için “cinsel istismar” terimi kullanılmakta olup, bu 102. maddede erişkin kişiler için kullanılan cinsel saldırı terimini karşılamaktadır.

TCK’ NUN 103. MADDESİ:

1. Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel istismar deyiminden,

a. onbeş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış,

b. diğer çocuklara karşı sadece cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışlar

anlaşılır.

2. Cinsel istismarın vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, sekiz yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

3. Cinsel istismarın, üstsoy, ikinci veya üçüncü derecede kan veya kayın hısmı, üvey baba, evlat edinen, vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, sağlık hizmeti veren veya koruma ve gözetim yükümlülüğü bulunan diğer kişiler tarafından ya da hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle gerçekleştirilmesi halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.

4. Cinsel istismarın, birinci fıkranın (a) bendindeki çocuklara karşı cebir veya tehdit kullanmak suretiyle gerçekleştirilmesi halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.

5. Cinsel istismar için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması halinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.

6. Suçun sonucunda mağdurun beden veya ruh sağlığının bozulması halinde, on beş yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur.

7. Suçun mağdurun bitkisel hayata girmesine veya ölümüne neden olması durumunda, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur.

ÇOCUKLARDA CİNSEL DOKUNULMAZLIĞIN İHLALİ

TCK’ nun 103. maddesinin birinci fıkrası, cinsel istismar terimini tanımlamaktadır. Cinsel istismar, her ne şekilde olursa olsun, istemi dahilinde bile olsa, 15 yaşını doldurmamış küçüklere yönelik cinsel fiiller için kullanılan bir tanımdır. Cinsel istismar deyimi aynı zamanda, 15 yaşını doldurmuş ancak reşit olmamış çocuklara karşın, cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen veya fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı uygulanan cinsel davranışları da kapsamaktadır. !5 yaşını doldurmuş, ancak reşit olmamış çocukların istemleri dahilinde gerçekleşen cinsel ilişkilere ise, TCK’ nun 104. maddesinde yer verilmiş olup, ayrıca ele alınacaktır. Birinci fıkrada tanımlanan eylem sırasında saldırganın cinsel tatmin amacı olması gerekir. Yine burada dikkat edilmesi gereken bir husus maddenin b bendinde tanımlanan iradeyi etkileme özelliğidir. Bu kavram, a bendinde tanımlanan fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemesi dolayısıyla irade kullanımının ortadan kalktığı durumdan farklı bir tanımlamadır. Bir kızın “evlilik vaadiyle kandırılması” iradenin etkilenmesi olarak değerlendirilmelidir.

ÇOCUKLARDA IRZA GEÇME VEYA CİNSEL İŞKENCE/EZİYET

15 yaşını doldurmamış ya da 15 yaşını doldurmuş olmasına karşın reşit olmamış ve fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği olmayan veya cebir, tehdit, hile ya da başka bir nedenle iradesi etkilenmiş kişilere karşı unsurları TCK’ nun 102/2. maddesi kapsamında tanımlanan eylemleri ifade etmektedir.

CİNSEL İSTİSMAR FİİLİNİN AĞIRLAŞTIRICI ÖGELERİ

TCK’ nun 103. maddesinin üçüncü fıkrasında suçu işleyen kişiler ile ilgili ağırlaştırıcı unsurlar sayılmıştır. Bu kapsamda, suçun, üstsoy, ikinci veya üçüncü derecede kan veya kayın hısmı, üvey baba, evlat edinen, vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, sağlık hizmeti veren veya koruma ve gözetim yükümlülüğü bulunan diğer kişiler tarafından ya da hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle gerçekleştirilmesi halinde, verilecek cezaların yarı oranında artırılacağı vurgulanmıştır.

TCK’ nun 103. maddesinin dördüncü fıkrasında ise, 15 yaşın altındaki küçüklere ya da 15 yaşını tamamlamış, reşit olmamış ve fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği olmayan çocuklara karşı suç işlenmesi sırasında, cebir ve şiddet kullanılması durumunda, cezaların yarı oranında artırılacağı belirtilmiştir.

103. maddenin 5., 6., ve 7. fıkralarında ise, eylem sonucu kişide meydana gelen hasarlar ele alınmış, Suçun işlenmesi sırasında cebir ve şiddet kullanılmasına bağlı olarak yaralanma suçunun ağır neticelerinin meydana gelmesi durumunda kişinin ayrıca kasten yaralama suçundan dolayı cezalandırılacağı, suç sonucunda mağdurun beden veya ruh sağlığının bozulması veya mağdurun bitkisel hayata girmesi ya da ölümü halinde, ağırlaştırılmış cezaların uygulanacağı belirlenmiştir.

IRZA GEÇMEYE TEŞEBBÜS VEYA IRZA GEÇMEDEN GÖNÜLLÜ VAZGEÇME

TCK’ 102/2. ve 103/2. maddelerinde tanımlanan ırza geçme fiili, tamamlanmış bir eylemi tarif etmekte olup; eylemin tamamlanamadan sona ermesi, TCK’ nun 35. maddesinde tanımlanan “suça teşebbüs” ya da TCK’ nun 36. maddesinde tanımlanan “gönüllü vazgeçme” suçların oluşturacaktır.

TCK’ NUN 35. MADDESİ:

1. Kişi, işlemeyi kastettiği bir suçu elverişli hareketlerle doğrudan doğruya icraya başlayıp da elinde olmayan nedenlerle tamamlayamaz ise teşebbüsten dolayı sorumlu tutulur.

2. Suça teşebbüs halinde fail, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığına göre, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine on üç yıldan yirmi yıla kadar, müebbet hapis cezası yerine dokuz yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Diğer hâllerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir.

TCK’ NUN 36. MADDESİ:

1. Fail, suçun icra hareketlerinden gönüllü vazgeçer veya kendi çabalarıyla suçun tamamlanmasını veya neticenin gerçekleşmesini önlerse, teşebbüsten dolayı cezalandırılmaz; fakat tamam olan kısım esasen bir suç oluşturduğu takdirde, sadece o suça ait ceza ile cezalandırılır.

Bir kimsenin ırza geçmek için mağdur veya mağdurenin yanına yönelmesi, kendi fermuarını açması gibi eylemleri gerçekleştirdiği halde bir şekilde (örneğin odaya başkasının girmesi)ırza geçme işlemini tamamlayamamış olması ya da ırza geçmek için her türlü hareketi tamamladığı ancak mağdurenin küçük vaginalı veya Hymeninin kapalı ve kıkırdak gibi sert oluşu ya da mağdur veya mağdurenin rektumunun darlığı gibi durumlarda koitin gerçekleştirilememiş olması ırza geçmeye teşebbüs olarak değerlendirilir. Irza geçmeye teşebbüste vaginal, anal veya oral ırza geçme eylemlerinden hangisine teşebbüs edildiğine bağlı olmak üzere vulvada, anüste veya ağız içinde sıyrık ve ekimozlar bulunabilir. Hymen sağlam kalmıştır ve koit yapıldığının belirtileri bulunmaz. Eylem sırasında ortaya çıkacak fiziksel ve psikolojik travmatik bulguların ağırlık derecesi, cezanın belirlenmesine yol gösterecektir.

Ancak kişi eylemlere başladığı halde, eylemden gönüllü olarak vazgeçer veya kendi çabalarıyla suçun tamamlanmasını veya neticenin gerçekleşmesini önlerse ancak fiilin gerçekleşen kısmında ortaya çıkan sonuçlardan sorumludur. Örneğin, bir kızın ırzına geçmek için harekete geçen kişi, kızı soymuş, onun vücuduna dokunmuş, ancak kızın yalvarışları üzerine ırza geçme eyleminden gönüllü olarak vazgeçmişse, artık ırza geçmeye teşebbüsten değil, ırza geçme eyleminden gönüllü vazgeçmeden yararlanarak, kızı soyup, vücuduna dokunduğu için cinsel dokunulmazlığın ihlali kapsamında yargılanacaktır.

Teşebbüs ve gönüllü vazgeçme eylemlerinin ayrımı tıbbi bir konu olmayıp, sanık, mağdur/mağdure ve tanık ifadelerine göre hakim tarafından belirlenir.

CİNSEL DOKUNULMAZLIĞIN İHLALİNE KARŞIN

BEDENEN VEYA RUHEN SAVUNMA

Bir cinsel saldırı mağdurunun, cinsel saldırı eylemi sırasında bedenen ve ruhen kendisini savunması beklenir. Ancak bu direnç, bazı beden hastalıkları bulunan, uyku ilacı ve uyuşturucu maddeler almış ya da verilmiş olması gibi hileli yöntemlerle ya da kendiliğinden herhangi bir nedenle baygın, kendinden geçmiş olan, silah kullanımı, maddi veya manevi tehdit altında bulunan erişkinler için söz konusu değildir. Aklı başında ve erişkin bir kadın zayıf ve narin de olsa fiile karşı kendini savunabilir. Bağırma, ağlama ve imdat istemesi de bir savunmadır.

Yine 15 yaşın altındaki küçük çocuklar ve akıl hastalığı veya zayıflığı olan kişiler cinsel saldırı fiilinin niteliğini ve kötülüğünü idrak edecek derecede ruhsal gelişmeye ulaşmadıkları için ya da karşı koyacak takatleri bulunmadığımdan fiile karşı kendilerini savunma gereği duymazlar veya savunamazlar.

Fiile mukavemet sadece kuvvetle karşı koyma anlamında olmayıp, bağırıp çağırma, imdat isteme de mukavemet olarak değerlendirilmektedir. Fiile mukavemet edemeyecek kişilerin cinsel saldırıları cezayı arttıran bir sebeptir.

REŞİT OLMAYANLARLA CİNSEL İLİŞKİ

15 yaşını doldurmuş olmasına karşın reşit olmamış kişinin rızası dahilinde cinsel ilişki daha önceki yasa maddeleri kapsamında suç olarak alınmamış olup; bununla ilişkili suç kavramına TCK’ nun 104. maddesi kapsamında yer verilmiştir.

TCK’ NUN 104. MADDESİ:

1. Cebir, tehdit ve hile olmaksızın, onbeş yaşını bitirmiş olan çocukla cinsel ilişkide bulunan kişi, şikayet üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

2. Fail mağdurdan beş yaştan daha büyük ise, şikayet koşulu aranmaksızın, cezası iki kat artırılır.

Böyle bir suçun oluşabilmesinde temel iki nokta tanımlanmıştır. Bunlardan birincisi aralarında yaş farkı olmasa bile mağdur taraf (mağdur ve/veya yasal temsilcileri) tarafından gerçekleştirilecek şikayet unsurunun bulunmasıdır. İkincisi ise failin, mağdurdan 5 yaş veya daha fazla olduğu durumdur. Bu durumda mağdur taraf şikayetçi olmasa da kamu adına dava açılacaktır.

CİNSEL TACİZ

Cinsel taciz, kişinin vücut dokunulmazlığı ihlali niteliği taşımayan, kadınlara, kızlara ve genç erkeklere libido duygusu ile yapılan aktif cinsel hareketlerdir. Cinsel taciz TCK’ nun 105. maddesine ait yasa yorumunda, ahlak temizliğine aykırı olarak mağdurun rahatsız edilmesi olarak tanımlanmıştır. Öpme, yanağı okşama, çimdikleme, sıkma ve genital organları tutma, dokunma veya bu amaçlara uygun olarak yapılacak sözlü eylemler şeklindeki fiil ve hareketler cinsel taciz olarak nitelendirilir.

TCK’ NUN 105. MADDESİ:

1. Bir kimseyi cinsel amaçlı olarak taciz eden kişi hakkında, mağdurun şikayeti üzerine, üç aydan iki yıla kadar hapis cezasına veya adli para cezasına hükmolunur.

2. Bu fiiller, hiyerarşi veya hizmet ilişkisinden kaynaklanan nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle ya da aynı işyerinde çalışmanın sağladığı kolaylıktan yararlanılarak işlendiği takdirde, yukarıdaki fıkraya göre verilecek ceza yarı oranında artırılır. Bu fiil nedeniyle mağdur işi terk etmek mecburiyetinde kalmış ise, verilecek ceza bir yıldan az olamaz.

105. maddenin ikinci fıkrası, suçun nitelikli hallerin yer vermiştir. Cinsel taciz suçundan dolayı soruşturma ve kovuşturma yapılabilmesi, mağdurun şikayeti ile mümkündür.

HAYASIZCA HAREKETLER

Genel ahlaka karşı suçların ilk maddesi olarak tanımlanan “hayasızca hareketler”, alenen cinsel ilişkide bulunan veya teşhircilik yapan kişilere yönelik suç tanımlamaktadır. Yasada (TCK, madde 225) bu suç karşılığı olarak altı aydan bir yıla kadar hapis cezası öngörülmüş olup, yasa maddesinin yorumlanmasında cinsel ilişki eyleminin yalnızca koiti değil, cinsel arzuların tatminine yönelik her türlü davranışı; teşhirciliğin ise yalnızca cinsel organların değil, vücut bölgelerinin toplumun ar ve haya duygularını, edep törelerini ihlal edecek, incitecek, edep ve ahlak temizliğine aykırı olarak alenen sergilenmesini içerdiği belirtilmektedir.

Aleniyet, fiilin herkesin görebileceği bir yer ve mahalde olması ve birden fazla kişi tarafından algılanabilmesi ile gerçekleşir.Bir kişinin komşularının görebileceği şekilde evinin açık bir yerinde, gece vakti, resmi karısı ile cinsel ilişki kurması, görülen karartılar konusunda komşuları tarafından cinsel ilişkiye girdiklerinin algılanması hayasızca hareketler kapsamında değerlendirilebilecektir.

Fiilin bir kişi tarafından yani kendi kendine yapılmış olması yeterlidir. Halka açık yerlerde çıplak olarak bulunulması bu madde kapsamında değerlendirilir. İki kişi arasında yapılmış olduğunda ise, eylemin iki tarafın da rızası ile gerçekleşmiş olması yani cinsel saldırı veya cinsel istismar şeklinde olmaması gerekir.

Alenen ve hayasızca hareketlerde bulunan kişilerde;

1. Kişilik dejenerasyonu ve psikopati,

2. Akıl hastalığı veya zeka geriliği,

3. Genital organlarında lokal hastalıklar bulunabilir.

Birinci gruptaki kişiler genellikle 40-60 yaşları arasında olup, ceza ehliyetleri tamdır.

İkinci grupta yer alanlar arasında oligofrenler, demansial sendromu bulunanlar, epilepsi hastaları, kronik alkolikler, genel paralizinin ilk belirtilerinin ortaya çıktığı adli tıp evresinde yer alan kişilerdir.

Üçüncü grupta ise genital organlarında kaşıntı – idrar zorluğu gibi durumu bulunan ve yanlış anlaşılan kişiler bulunabilir.

MÜSTEHCENLİK

Müstehcenlik normotif bir değer olup; hayasız hareketler kapsamında değerlendirilebilen her tür eser müstehcen olarak kabul edilebilir. Müstehcen ve hayasızca yazılmış her tür kitap, gazete, mecmua, makale ve ilanlar veya bu türden resimleri, tasvirleri, fotoğrafları, sinema şeritlerini veya diğer eşyayı teşhir ya da bu eser ve mevzuatı tiyatro ve sinema gibi halka açık yerlerde sergileme müstehcenlik kapsamına girmektedir. Yasanın temel amacı çocukların müstehcenlikten korunması olarak belirlenmiş ve yasa bu amaç üzerinde şekillendirilmiştir.

TCK’ NUN 226. MADDESİ:

1.

a) Bir çocuğa müstehcen görüntü, yazı veya sözleri içeren ürünleri veren ya da bunların içeriğini gösteren, okuyan, okutan veya dinleten,

b) bunların içeriklerini çocukların girebileceği veya görebileceği yerlerde ya da alenen gösteren, görülebilecek şekilde sergileyen, okuyan, okutan, söyleyen, söyleten,

c) bu ürünleri, içeriğine vakıf olunabilecek şekilde satışa veya kiraya arzeden,

d) bu ürünleri, bunların satışına mahsus alışveriş yerleri dışında, satışa arzeden, satan veya kiraya veren,

e) bu ürünleri, sair mal veya hizmet satışları yanında veya dolayısıyla bedelsiz olarak veren veya dağıtan,

f) bu ürünlerin reklamını yapan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis ve adli para cezası ile cezalandırılır.

2. Müstehcen görüntü, yazı veya sözleri basın ve yayın yolu ile yayınlayan veya yayınlanmasına aracılık eden kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.

3. Müstehcen görüntü, yazı veya sözleri içeren ürünlerin üretiminde çocukları kullanan kişi, beş yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır. Bu ürünleri ülkeye sokan, çoğaltan, satışa arzeden, satan, nakleden, depolayan, ihraç eden, bulunduran ya da başkalarının kullanımına sunan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.

4. Şiddet kullanılarak, hayvanlarla, ölmüş insan bedeni üzerinde veya doğal olmayan yoldan yapılan cinsel davranışlara ilişkin yazı, ses veya görüntüleri içeren ürünleri üreten, ülkeye sokan, satışa arzeden, satan, nakleden, depolayan, başkalarının kullanımına sunan veya bulunduran kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.

5. Üç ve dördüncü fıkralardaki ürünlerin içeriğini basın ve yayın yolu ile yayınlayan veya yayınlanmasına aracılık eden ya da çocukların görmesini, dinlemesini veya okumasını sağlayan kişi, altı yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.

6. Bu suçlardan dolayı, tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.

7. Bu madde hükümleri, bilimsel eserlerle; üçüncü fıkra hariç olmak ve çocuklara ulaşması engellenmek koşuluyla, sanatsal ve edebi değeri olan eserler hakkında uygulanmaz.

FUHUŞ

TCK’ nun 227. maddesinde fuhuş ile ilgili, özellikle de kadın ve çocukların fuhuştan korunmasına yönelik tedbirlere yönelik hükümlere yer verilmiştir.

TCK’ NUN 227. MADDESİ:

1. Çocuğu fuhşa teşvik eden, bunun yolunu kolaylaştıran, bu maksatla tedarik eden veya barındıran ya da çocuğun fuhşuna aracılık eden kişi, dört yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır. Bu suçun işlenişine yönelik hazırlık hareketleri de tamamlanmış suç gibi cezalandırılır.

2. Bir kimseyi fuhşa teşvik eden, bunun yolunu kolaylaştıran ya da fuhuş için aracılık eden veya yer temin eden kişi, iki yıldan dört yıla kadar hapis ve üçbin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır. Fuhşa sürüklenen kişinin kazancından yararlanılarak kısmen veya tamamen geçimin sağlanması, fuhşa teşvik sayılır.

3. Fuhuş amacıyla ülkeye insan sokan veya insanların ülke dışına çıkmasını sağlayan kişi hakkında yukarıdaki fıkralara göre cezaya hükmolunur.

4. Cebir veya tehdit kullanarak, hile ile ya da çaresizliğinden yararlanarak bir kimseyi fuhşa sevkeden veya fuhuş yapmasını sağlayan kişi hakkında yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.

5. Yukarıdaki fıkralarda tanımlanan suçların, eş, üstsoy, kayın üstsoy, kardeş, evlât edinen, vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruma ve gözetim yükümlülüğü bulunan diğer kişiler tarafından ya da kamu görevi veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.

6. Bu suçların, suç işlemek amacıyla teşkil edilmiş örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.

7. Bu suçlardan dolayı, tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.

8. Fuhşa sürüklenen kişi, tedavi veya terapiye tabi tutulur.

ZİNA

Evli bir kimsenin başkaları ile cinsel münasebette bulunması zina olarak tanımlanmakta olup; TCK kapsamında suç olarak öngörülmemiş olsa da, TMK’ nun 161. maddesinde, “eşlerden biri zina ederse, diğer eşin boşanma davası açabileceği; davanın hakkı olan eş tarafından, zinanın öğrenilmesinden sonra altı ay, zorunluluk halleinde ise en geç beş yıl içinde açılabileceği” hükmüne yer verilmiştir.

CİNSEL SALDIRIYA UĞRAYAN KİŞİNİN MUAYENESİ

Adli hekimlikte sık karşılaşılan ve pratikte hekime büyük bir sorumluluk getiren muayenelerdir. Bu muayenelerin özellikle adli tıp uzmanı ya da kadın-doğum uzmanları tarafından yapılması gerekirse de, ülkemiz koşullarında adli hekimlik görevini yürüten her hekim bu tip olgularla karşılaşabilir.

Cinsel suçlarla ilgili muayeneler, cumhuriyet savcılıkları ya da mahkemelerin istemi halinde yapılır. TCK’ nun 287. maddesi genital muayene ile ilgili olarak sınırlamalara başvurmuştur.

TCK’ NUN 287. MADDESİ:

1. Yetkili hakim ve savcı kararı olmaksızın, kişinin genital muayeneye gönderilmesi halinde, fail hakkında üç aydan bir yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

2. Bulaşıcı hastalıklar dolayısıyla kamu sağlığını korumak amacıyla kanun ve tüzüklerde öngörülen hükümlere uygun olarak yapılan muayeneler açısından yukarıdaki fıkra hükmü uygulanmaz.

Sınırlamayı gerektiren başka bir unsur ise CMK. Un 77. maddesinde nda yer almakta olup, “Kadının muayenesinin, istemi halinde ve olanaklar elverdiğinde bir kadın hekim tarafından yapılır” hükmüne yer verilmiştir.

rızası olmaksızın muayenelerinin yapılması hukuki değildir.

MUAYENE ÖNCESİ YAKLAŞIM

· Muayene için kişinin aydınlatılmış rızası şart olup;

o fizik muayeneden önce görüşme ve muayene detayları hakkında bilgi verilmeli,

o uygulanacak olan işlemler hastaya basamak basamak açıklanmalı,

o hastasının psikolojik olarak rahatlamasını ve muayeneye hazır olmasını sağlamalı,

o hastaya kendisini sıkmaması, rahat olması, korkmaması, muayene nedeni ile herhangi bir zarar görmeyeceği söylenmeli,

o 15 yaşından küçük kişilerin velilerinin (ya da vasilerinin), 15 yaşını tamamlamış olmakla birlikte reşit olmamış kişilerin kendilerinin ve yasal temsilcilerinin, Reşit olmuş kişilerin ise kendilerinin yazılı bir rıza formu ile rızaları elde edilmeli, rıza formunda; muayene edilmesine, örneklerin alınmasına, fotoğrafların çekilmesine, yetkili makamlara bilginin ve delillerin sunulmasına rıza verildiği belirtilmeli,

o erişkin olsun veya olmasın isteği dışında kişilerin muayenesi yapılmamalı, ancak muayene olmamasından dolayı uğrayabileceği zararlar hakkında bilgi verilmeli, yine de muayeneyi kabul etmiyorsa, muayeneyi kabul etmediğine dair imzası alınmalıdır.

· Ancak adli makamların ilgili yazısı, kişinin kimlik bilgileri, olay tarih ve saati ile olayla ilgili ayrıntılı anamnez alındıktan sonra fizik muayeneye geçilmeli, muayenenin yapılacağı yer, zaman ve tarihin yanı sıra muayene sırasında bulunacakların isimleri kaydedilmeli, iddia edilen saldırı ile muayene arasında geçen süre yazılmalıdır.

CİNSEL SALDIRI MAĞDURUNDAN ALINACAK ANAMNEZ

· Cinsel suçlar ile ilgili muayenelerde mağdurun anamnez vermesini engelleyecek şekilde odada bir yakını ya da görevlinin bulunmaması gerekir.

· Muayene esnasında hekimin yanında hemşire ya da bayan bir görevlinin bulunması faydalıdır.

· Bir cinsel saldırıdan sağ kurtulmuş olan kişi, genellikle kendisini değersiz ve çaresiz hissetme durumunda olduğundan, sağlık personelinin bu kişilere ilgi göstererek ve onların ruhsal dengelerini düşünerek, yargılayıcı olmayan bir davranışla yaklaşmaları son derece önemlidir.

· Cinsel saldırıya uğrayan mağdur büyük bir travmaya maruz kalmıştır ve bu travma polis soruşturması, hekim muayenesi, savcı ve mahkeme aşamalarında çeşitli derecelerde tekrarlanır. Bu nedenle, hekimin muayene olacak kişiye saygıyla yaklaşmalı ve kişiyi ikinci kez travmaya uğratmamalıdır.

· Anamnez alırken olay ile ilgili ayrıntılı bilgiler edinilmeli;

o saldırının zamanı, yeri ve koşulları,

o şikayetin bazı nedenlerle daha sonra veya geç olarak yapılıp yapılmadığı,

o olayın bir kere mi yoksa birden fazla mı olduğu,

o saldırganın kulak, ense ve memeler gibi kısımlara ağzı ile temas edip etmediği,

o saldırganın cinsel ilişkiyi hangi pozisyonda gerçekleştirdiği,

o saldırganın anormal cinsel eylemlerde bulunulup bulunulmadığı, oral ya da anal ilişkiye teşebbüs edip etmediği,

o oral ilişki söz konusu ise meniyi dışarıya tükürüp tükürmediği,

o saldırganın genital organlarını tutturup tutturmadığı,

o saldırganın orgazma ulaşıp ulaşmadığı,

o saldırganın ejakulasyonun olup olmadığı,

o saldırganın kondom kullanıp kullanmadığı,

o kendisinin olaydan sonra tüm vücudunu ya da vücudunun bazı kısımlarını yıkayıp yıkamadığı,

o elbiselerini değiştirip değiştirmediği,

o elbiselerinin yırtılıp yırtılmadığı, zorla çıkarılıp çıkarılmadığı ve kendisinin direnç gösterip göstermediği,

o saldırıdan önce son defa ne zaman rızası ile cinsel ilişkide bulunduğu

o en son ne zaman tuvaletini yaptığı sorulmalıdır.

· Anal yoldan ırza geçme iddiası olan olgularda,

o dışkılama alışkanlıkları, kabızlık,

o hemoroid bulunup bulunmadığı,

o daha önce anal ilişkide bulunup bulunmadığı sorularak anamneze eklenmelidir.

EKSTRAGENİTAL MUAYENE

· Ayrıntılı bir muayene için kişinin tamamen soyunması gereklidir.

· Mağdurun muayene sırasında üzerinde bulunan giysiler, saldırıya anındaki değilse, giysiler incelenmek üzere temin edilmeli, giysilerde saldırının gerçekleştiğini gösterebilecek yırtık, kir ve düzensizlikler kaydedilmeli, elbiselerinden düşecek olan kıl, lif gibi maddelerin elde edilebilmesi amacıyla soyunma esnasında mağdurun büyük bir kağıdın üzerinde soyunması soyunmalıdır.

· Muayene ortamının fizik koşullarının uygun olmasına dikkat edilmeli, mağdur, jinekolojik bir masada, iyi ışıklandırılmış bir ortamda muayene edilmelidir.

· Her olguda tam bir klinik muayene yapılmalı, kişinin genel görünümü, kilosu, boyu ve genel vücut yapısı, kas gelişimi, saldırıya karşı muhtemel direnme gücü ile ilgili ayrıntılar kaydedilmeli, hastanın genel davranışına, durumu anlayabilme yeteneğine ve muayeneye karşı tutumuna dikkat edilmeli, bulgular şematik olarak kaydedilmeli, mümkünse fotoğraflanmalıdır.

· Doktor, hem kişinin güvenini kazanmak hem de tüm vücut yüzeyinin inspeksiyonu için muayeneye genital bölgeden uzak bir yerden başlamalıdır. Özellikle erişkin kadınlarda olmak üzere, genital yaralanmaların olmadığı veya minimal olduğu durumlarda genital bölgenin dışındaki travmatik bulgular bir boğuşmanın en iyi delilini oluşturur. Unutulmamalıdır ki cinsel suçların muayenesi, yalnızca Hymen ve anüs muayenesinden ibaret olmayıp perine ve tüm vücudun incelenmesi esastır.

CİNSEL SALDIRI SIRASINDA GÖRÜLEBİLECEK EKSTRAGENİTAL LEZYONLAR

· Genital bölge dışı yaralanmaların en sık oluştuğu bölgeler boyun, göğüsler, gluteal bölge ve uyluk iç yüzleridir. Bu bölgedeki lezyonlar daha çok ısırma, emme, sıkma şeklindeki eylemlerle oluşurken tüm vücut bölgelerinde de özellikle şiddetli boğuşmalarda çeşitli travmatik lezyonlar oluşabilmekte olup, bunların yeri, niteliği ve kapsamı belirtilmelidir.

· Dermal abrazyon veya lokal bir ekimoz ile her dişin yaptığı çukurluk şeklinde görülen ısırık izleri (bite mark) genellikle ark şeklinde veya kabaca oval şekilde görünürler ve ensık meme üzerlerinde karşımıza çıkarlar.

· Aşk öpücüğü (love kiss) olarak adlandırılan emme sonucu morarmalar oluşabilir ki bu lezyon, morarma alanı içinde çok sayıda peteşiyel kanama odakları içermesi ile karakteristiktir ve boyunda, omuz üst kısımlarında, göğüslerde, dudaklarda, uyluk iç kısımlarında daha sıklıkla görülür.

· Sıkmaya bağlı parmak uçlarının basısı ile oluşan morarmalar küçük, yuvarlak lezyonlardır ve daha çok kol iç yüzlerinde görülür.

· Bacakların zorla ayrılmasından kaynaklanan morarma ve çizikler uyluğun vulvaya yakın kısımlarında veya daha aşağısında olabilir.

· Mağdurun, sanık tarafından hareketsizleştirilmesi sırasında zeminin sertliği ve düzensizliğine bağlı olarak özellikle sırtta, skapuler bölgede ve gluteal bölgede abrazyon ve ekimozlar oluşabilir.

· El ve ayak bileklerinde bağ izleri bulunabilir.

· Bilekleri tutmak için eller kullanıldığında, tırnaklarla oluşan sıyrıklar görülür.

· Mücadele sırasında saldırgan, kadını yakalayarak sıklıkla giysilerini tutması ve bükmesi sonucunda deride çoğu kez koltuk altlarına yakın ya da sütyen askısı hizasında peteşiyel kanamalar ve benekler tarzında ekimoz alanları oluşabilir.

· Saçlardan tutularak şiddetli bir şekilde çekilmesi sonucunda saçlı deride hematom meydana gelir.

· Kişinin direncini kırmak için avuçla veya yumrukla vurma, tekme atma gibi yöntemler kullanıldığında, genellikle gözler, dudaklar ve yanaklar etrafında kontüzyonlar, burunda, dişlerde ve hatta çenede kırıklar oluşabilir.

· Dudakların hem iç hem de dış yüzeyleri ekimoz ve laserasyonlar yönünden muayene edilmelidir ki bunlar, öpme girişimleri, yüze avuçla vurma ya da çığlık atmasını önlemek için elin ağız üzerine bastırılması sırasında meydana gelebilirler.

· Başın arka kısmının yere vurdurulması sonucunda oluşan sıyrıklı ve ekimozlu alanları ortaya çıkarabilmek için başın tepe kısmından başlayarak ense ve kulak etrafına kadar olan kısımlar muayene edilir.

· Boyun ön ve yan kısımlarında boğma girişimleri sırasında meydana gelebilen ekimozlardan başka, derinin şiddetle emilmesi sonucunda dairesel ekimozlar oluşabilir.

· Gövdedeki ve alt ekstremitelerdeki longitudinal sıyrıklar kaba bir yüzey üzerinde sürüklenmeyi gösterir.

· Mücadele sırasında parmak eklemlerinde, ön kolun ulnar kenarında ya da bacak ön kısmında ekimozlar oluşabilir.

· Mağdurun saldırganı tırmalaması durumunda tırnakları kırılabilir, tırnak altlarında saldırgana ait deri parçaları, kıl ya da kumaş lifleri bulunabileceğinden tırnak altı bölgesinin muayene edilmesi ve buradaki materyalin toplanması gereklidir.

· Saldırganın kişiyi cinsel ilişkiye zorlamak için direncini kırmak amacıyla travma uygulamak yerine bıçak veya silahla tehdit etmesi durumunda vücut yüzeyinde genellikle travmatik bulgu oluşmayabileceği gibi bıçak kullanılması durumunda, uyarı ve korkutma amaçlı olarak yüzeyel bir kesi oluşturulabilir.

· Saldırganın eli ile mağdurun ağzını kapatması, ağza bir cisim tıkılması ya da boyuna bastırılması asfiksiye neden olabilieceğinden yüzde ve göz kapaklarının iç kısımlarında dağınık şekilde peteşiyel kanamalar görülebilir.

· Memelerin kabaca tutulması veya meme başlarının sıkılması sonucunda memelerde ekimozlar görülebilir.

· Ekimozların, kontüzyonların ve laserasyonların yaşı belirlenmelidir. (Bazen derin bir ekimoz bir veya iki gün görülmeyebilir. Bu nedenle, hekim kişiyi 24 saat sonra tekrar muayene etmelidir.)

· Bu tür travmatik değişimlerin bulunuşu, cinsel ilişkinin zorla gerçekleştiğinin ve mağdurun rızası olmadığının kesin delili olmayıp, koit öncesindeki sevişme sırasında uyluklarda laserasyonlar, elbiselerde yırtılmalar; çoğu kez hem erkek hem de kadının orgazma ulaşma anlarında kontüzyonlar ya da tırnaklarla oluşan laserasyonlar; rıza ile ilişki sırasındaki sadistik veya mazoşistik uygulamalar ile ağır travmatik lezyonlar meydana gelmiş olabiliceği gibi gerçekte bulunmayan ırza geçme ile ilgili iddiaya delil oluşturmak üzere, kişinin kendisi tarafından vücudunda çeşitli yaralar meydana getirilemiş olabilir.

GENİTAL MUAYENE

Genital organların muayenesi, hasta rahat bir pozisyonda ve iyi bir ışık altında yapılmalı ve muayeneye yeterli süre ayrılmalı, muayene sırasında ‘‘Locard prensibi’’ (Her temas bir iz bırakır) unutulmamalıdır.

Cinsel saldırı iddiası olan olgularda erkeklerde anüs, kadınlarda ise hem vagen, hem de anüs muayene edilmelidir.

VAGEN MUAYENESİ

· Dış genital organların muayenesine inspeksiyonla başlanmalı, labium majus ve minusta kızarıklık, sıyrıkl ve morarmalar kaydedilmeli, şemada belirtilmeli ve mağdurun izin vermesi durumunda fotoğraflanmalıdır.

· Bölge sperm, kan ve kıl gibi materyal açısından tercihen bir büyüteçle incelenmeli, bulunan materyaller yöntemlerine uygun olarak toplanmalı ve analiz öncesi mağdurdan karşılaştırma örnekleri alınmalıdır.

· Muayeneye hymen muayenesi ile devam edilir.

HYMEN

Hymen, vaginanın çıkışında 1 mm. kalınlıkta bir mukoza kıvrımıdır. Erişkin bir kimsede genellikle halka ya da yarımay şeklinde olup, en geniş kısmı arka bölümüdür. Çocuklarda Hymen uyluklar birbirinden ayrıldığında gergin bir zar şeklinde görülür. Puberteye yaklaştıkça, Hymen büyür ve üzerinde giderek kıvrımlar belirir. Hymenin yapısı önemli derecede farklılıklar gösterir. Etli yapıda olabildiği gibi, sert kıkırdağımsı özellikte de olabilir. Sert ve fibröz bir yapıda olabildiği gibi elastik yapıda da olabilir. Elastik yapıdaki Hymenler kolayca genişleyebilirler. Hymen kızlarda genellikle her zaman bulunur. Ancak Hymenin konjenital yokluğu da tarif edilmiştir.

HYMEN TİPLERİ

A. ŞEKİLLERİNE GÖRE :

1) Tipik Hymenler :

a) Halka (annüler) şeklinde hymen,

b) Yarım ay (semilunar) şeklinde hymen,

c) Dudak (labial) şeklinde hymen.

2) Atipik Hymenler :

a) Deliksiz (imperfore) hymen,

b) Kalbur (kribriform) hymen,

c) Köprü şeklinde hymen.

d) Kupa kağıdı şeklinde hymen.

Halka şeklinde (annüler) Hymen: Zarın orta kısmında yuvarlak veya oval bir delik vardır. Delik genişse, Hymenin yüksekliği azdır. En sık karşılaşılan Hymen tipidir.

Yarımay şeklinde (semiluner) Hymen: Deliği vaginanın ön duvarına yakındır. Delik büyükse zarın yüksekliği azdır.

Dudak şeklinde (labial) Hymen: Hymenin ortasında yukarıdan aşağıya doğru aralık şeklinde bir delik bulunur. Hymenin görünümü dudağı andırır.

Deliksiz Hymen: Bu tür Hymenlerde puberteden sonra adet kanının vagina içinde toplanması, şişlik ve ağrıya neden olur. Hymene delik açılması gerekir.

Çok delikli (Kalbur şeklinde=Kribriform) Hymen: Birkaç tane delik ihtiva eder. Kalbur görünümündedir.

Köprülü Hymen: Bu tür Hymenlerde aralarında bir septum bulunan iki delik vardır. Deliklerin büyüklüğü birbirine eşit olabileceği gibi, farklı da olabilir.

Kupa kağıdı şeklinde hymen: Bazen köprü şeklindeki bir Hymenin bir ucu vagina duvarına kadar uzanmayarak dil şeklinde serbest durması ile görülen Hymen tipidir.

B. KARAKTERİNE GÖRE :

1) Deliğin Karakterine gore;

a) Çok küçük delikli hymen,

b) Orta boy delikli hymen,

c) Çok geniş delikli hymen.

2) Serbest Kenarın Karakterine göre;

a) Düz kenarlı hymen,

b) İnce tırtıklı (dentiküler) hymen ,

c) Derin çentikli (loblu) hymen,

d) Saçaklı hymen,

e) Katmerli hymen.

Marjinal tipteki (geniş delikli,esnek) Hymen: Vagina duvarının çevresinde dar bir Hymen dokusu bulunur. Bu çeşit Hymen nispeten kolayca genişler, cinsel ilişkiye rağmen yırtılmaz. Bu tür zarlar doğum sırasında yırtılırlar.

Dişli ( İnce tırtıklı = dentiküler) Hymen: Zarın deliğinin kenarları girintili-çıkıntılıdır.

Loplu Hymen: Kızlık zarında birkaç yerde ve derince çentikler bulunduğunda, zar loplara ayrılmış gibi bir durum alır.

Saçaklı Hymen: Serbest kenardaki girinti ve çıkıntılar çok sayıda ve derindir.

Katmerli Hymen: Vagina mukozasının Hymen üzerine doğru sarkması sonucunda arka arkaya duran iki Hymen görüntüsü meydana gelir.

C. MUKAVEMETİNE GÖRE :

1) Zayıf:

a) Tül gibi ince hymen.

2) Sağlam;

a) Lifli (fibröz) hymen,

b) Tendonumsu hymen,

c) Kıkırdağımsı hymen.

D. ELASTİKİYETİNE GÖRE :

1) Elastik (gevşeyebilen),

2) Elastikiyeti hiç olmayan.

HYMENİN MUAYENESİ

· Hymen muayenesi iyi bir ışık altında, dorsosakral pozisyonda yatırılan kişinin labiumları nazikçe yana çekilerek, Hymen, vestibül ve vaginanın girişi ortaya çıkarılarak yapılır

· Hymen muayenesinde; Hymenin şekli, karakteri, açıklığı (fevha), büyüklüğü, kenarlarının özelliği (düz, tırtıklı, loblu, çentikli olup olmadığı), direnci ve elastikiyeti, eski ya da yeni yırtık ve diğer travmatik bulgular gösterip göstermediği incelenir. Tespit edilen bulgular saat kadranına göre tanımlanır. Hymenin şekli ve yırtıkların durumu bir şema üzerinde gösterilebilir.

· Hymen muayenesi özellikle cinsel ilişki deneyimi hiç olmayan kadınlarda ve çocuklarda bazen travmatik bulgu içeren tek bölge olması nedeni ile önem taşır.

· Hymenin bütünüyle açık hale getirilmesinden sonra incelemenin yapılması gerekir, zira çoğunlukla iç kenarda bulunan doğal çentikler travmatik yırtılmalarla karıştırılmaktadır. Kızlık zarındaki bir çentiğin, bir yırtıktan ayırt edilmesi çoğu kez güçtür. Bu gibi durumlarda Hymenin parmak ucu, cam çubuk ile gerilerek incelenmesi gerekir. Küçük küre şeklinde baş kısmı olan bir cam çubuk Hymen muayenesinde kullanılabilir. Vücut ısısına kadar ısıtılan bu cam çubuğun baş kısmı Hymen deliğinden sokulur. Daha sonra çubuğun baş kısmı Hymenin arka yüzeyi üzerinde gezdirilir ve Hymen hafifçe dışa doğru çekilir. Bu şekilde, küre kısmı hafifçe döndürülerek kenarındaki doğal çentikler, eski veya yeni yırtıklardan kolayca ayırt edilebilir.

· Şüpheli olgularda travmayı, kısmi yırtıkları, saçaklı Hymenleri, infantil Hymenleri ve zardaki iyileşme durumunu belirlemede kolposkopik muayene yapılır.

· Doğal çentikler genellikle önde bulunurlar, vagina duvarına kadar uzanmazlar ve mukoza ile örtülüdürler.

· Cinsel ilişki ile veya yabancı cisimlerle oluşan yırtıklar genellikle vagina duvarına kadar uzanırlar ve mukoza ile örtülü değildirler.

· Taze Hymen yırtıkları kanama (ekimoz), ödem, iltihap bulgularına göre tanımlanmalıdır. Penisin girişi ile Hymenin serbest kenarından arka komissüra kadar uzanan yırtıklar meydana gelebilir. Hymen yırtığı mukoza yarası karakterinde olup, az veya çok kanamalıdır. Yırtılan mukoza hemen kızarır, şişer ve ödemli bir görünüm alır. Üstü ekimozlanır ve hafifçe iltihaplanır. Bu durum 3 ile 4 gün devam eder. 5 ile 6. güne doğru iltihabi durum yavaş yavaş geçer, yırtılan parçalar birbiri ile birleşmeden serbest olarak boşlukta sallanır. Koitin 7-8. Gününe doğru hymen vagina kenarına çekilerek nedbeleşmeye başlar ve böylece yırtığın kenarları çevrenin mukozası ile aynı görünümü kazanır. Bir hymen yırtığı 5-8 günde tamamen nedbeleşerek iyileşir. Hymenin ilk yırtılışından sonra üst üstüne koit yapılacak olursa, iyileşme süresi 10 güne kadar uzayabilir. Bundan sonra kesin süre belirtilmesi olanaksızdır.

· Eski yırtıklar kenarda kaideye kadar uzanan, Hymenin bütünlüğünü bozan beyaz-sedefi görünümde nedbe dokusu şeklindeki özellikleri ile ayırt edilir.

· Ergenlik öncesi dönemde özellikle 6-7 yaşından küçük çocuklarda cinsel organlar gelişimini tamamlamadığı için ırza geçme bulguları ağır seyreder ve genellikle perineye, vajen duvarına uzanan yırtıklar bulunur.

· Hymenin açıklığı (çapı = fevhası) genellikle 0,5 cm –2 cm olup, Hymen açıklığının geniş olduğu, elastik yapıda bulunduğu ya da loblu yapı gösterdiği durumlarda herhangi bir yırtık olmaksızın cinsel ilişki mümkün olabilir. Bu duruma anatomikman bakirelik adı verilir (toplumumuzda görülme oranı %10-%30 dur.) ki bu duruma özellikle dikkat edilmeli, kızlık zarının normal cinsel ilişki ile bozulmayacağı ve ancak vaginal doğum sırasında yırtılacağı raporda belirtilmelidir.

· Hymenin delik çapının ölçülmesinde, santrifüj işleminde kullanılan cam tüplerden yararlanılabilir. Bu deney tüplerinin çapı 7 ile 16 mm arasında değişir. Tüpü delikten hafifçe sokarak ve Hymeni hafifçe gererek deliğin çapı belirlenebilir.

· Normal genişlik gösteren kızlık zarlarında parmak sokmakla yırtık pek olmaz. Fakat vaginaya girmiş parmak kıvrılarak dışarıya çekilirse, parmak ucu hymene takılacağından yırtıklar meydana gelebilir. Bu yırtık koit yırtığından farklı olup yatay ve parçalıdır ve hymen üzerinde yarımay şeklinde tırnak yarası meydana getirir. Benzer lezyon vagina mukozasında genellikle ön duvarda laserasyon şeklinde oluşabilir.

· Yoğun menstürasyon kanaması bulunan olguların özellikle ilk günlerde çoğu kez sağlıklı bir değerlendirilmesi yapılamaz. Böyle olguların bir-iki gün sonra, kanamanın şiddeti azaldığında tekrar muayene edilmesi gerekir.

HYMEN YIRTIĞININ DİĞER NEDENLERİ

· Kaza sonucu çıkıntılı bir cismin üzerine düşmekle Hymen yırtılabilir. Bu olgularda perinede de yırtıklar meydana gelir. Genellikle vücudun diğer bölümlerinde de yaralar oluşur.

· Hymen, ata binmekle, atlamakla ve dans etmekle yırtılmaz.

· Ameliyat ve jinekolojik muayeneler sırasında Hymen yırtılabilir.

· Parmak veya yabancı cismin vaginaya sokulması ve adet sırasında kullanılan vaginal tamponlar bazen Hymeni yırtabilirler.

ANÜS MUAYENESİ

Livata, kadın ya da erkekte anal yoldan cinsel ilişki anlamına gelir.

Anüs ve çevresinde livata ile ilgili belirtilerin aranması için kişi, diz dirsek pozisyonunda gluteuslar iki yana açılarak muayene edilir ve tespit edilen lezyonlar saat kadranına göre belirtilir.

AKUT LİVATADA TESPİT EDİLEN BULGULAR

· Anüs çevresinde mühür şeklinde ekimoz, anüs mukozasında içeriye doğru uzanan yırtıklar, anüs sfinkter tonusunda azalma ve anüs çevresinde ve rektumda sperm görülmesi aşağıdaki durumlar göz önüne alınarak akut livatanın bulguları olarak değerlendirilebilir.

· Bu tür yaralanmalar, anüse sert çubuk, şişe, ampul gibi cisimler sokulduğunda da oluşabilir.

· Özellikle 5-6 yaş altı çocuklarda bu bulgulardan ilk üçünün birlikte bulunması fiili livatanın kesin delilleri arasında değerlendirilebilirken, bulunmaması da eylemin gerçekleşmediğinin delili olarak değerlendirilebilmektedir. Ancak olayın oluş şeklinin de tayini ile teşebbüs ya da tasaddi eylemi olup olmadığı ayrıca değerlendirilmelidir.

· Küçük kızlarda anorektal yaralanmalar vagina yırtıkları ile beraber olabilir.

· 5-6 yaş ile 11-12 yaş arasındaki çocuklarda ise bu lezyonlardan yalnızca birinin bulunması bile eğer olayın gelişimini destekleyen diğer deliller varsa livatanın gerçekleştiği yönünde değerlendirilebileceği gibi tek başına fissür, anüs çevresinde hiperemi veya sıyrığın tespit edilmesi livatanın gerçekleşmiş olduğu anlamına gelmez. Hijyenik nedenlere ya da kabızlık, barsak parazitleri gibi hastalıklara bağlı olarak da sıklıkla görülebilir.

· Özellikle bu tip muayenelerle ilgili olarak deneyimi bulunmayan hekimler, anüs mukozasının koyu kahverengimsi- siyahımsı pigmentasyon göstermesi nedeni ile ekimoza; anüs mukozasındaki plikaları ise yırtığa benzeterek yanılgıya düşebilirler.

· Ancak daha büyük çocuklarda ve erişkinlerde istekle ve kaygan bir madde kullanılarak yapılan anal ilişkide hiçbir lezyon meydana gelmeden de duhulün olabileceği unutulmamalıdır.

· Anüsteki eski yırtıklar, beyaz-sedefi renkte iz (nedbe) bırakır.

· Anüs etrafında tespit edilen spermatozoa dikkatle değerlendirilmelidir. Çünkü vaginal ilişki sırasında meni buraya bulaşabilir.

· Anal kanaldan alınan materyalde spermatozoanın bulunuşu, anal yolla ilişkiye delil oluşturur.

KRONİK LİVATADA TESPİT EDİLEN BULGULAR

· Kronik livata tanımı bir alışkanlık olarak anüs yolu ile çok sayıda cinsel ilişkilerde bulunanlar için kullanılır.

· Bu olgularda genellikle anüste yırtık, ekimoz gibi taze travmatik bulgulara rastlanmaz. Tanıda; sfinkter tonusunun zayıflaması, anüsün tam olarak kapanmaması, anüsün içeri doğru huni şeklinde genişlemesi, anüs mukozasının koyu dolgun görünüm kazanması, cinsel hastalıklarla ilgili özel lezyonların (condyloma acuminatum gibi) varlığı değerlendirilmelidir.

· Anüs kenarındaki normal kıvrımlar silinebilir, anüsün kenarı düz bir görünümdedir. Daha önce oluşmuş ve iyileşmiş fissürlere bağlı beyaz veya pembemsi renkte küçük lineer nedbe dokuları bulunabilir.

· Anal ilişkiyi alışkanlık haline getirmiş olan kimselerde anüs huni şeklini alabilir. Bu durumda anüsün deliği daha derinde bulunabilir. Delik çevresindeki deri kalınlaşır ve anal sfinkter tonusunu kaybeder.

· Huni şeklindeki bir anüsün anatomik varyant olarak derinde yerleşim gösterebileceği unutulmamalıdır.

· Anüs mukozasındaki gümüşi renkteki kalınlaşma, kaşıntıya bağlı kronik travma sonucunda da oluşabilir.

· Sfinkterin gevşeklik durumunun anlaşılabilmesi için bimanuel lateral traksiyon işleminin uygulanması şarttır. Bunun için baş parmaklar anüsün her iki tarafına koyularak yanlara doğru çekme işlemi uygulanır. Anal ilişkiyi alışkanlık haline getirmiş olan kimselerde sfinkterde tam gevşeme ve anüste dilatasyon bulguları görülür.

· Cinsel tatmin için anüsün kullanıldığı durumlarda anüste prolapsus, hemoroid, veneryal siğiller, sifilis şankırı, gonore, AIDS veya cinsel yolla bulaşan diğer hastalıklar ortaya çıkabilir.

ANÜS LEZYONLARININ DİĞER NEDENLERİ

· Kaza sonucunda kişinin yüksekten dik duran bir cismin üzerine düşmesi, yüksek basınçlı bir hortumun anal bölgeye doğru tutulması, çocukların şaka sırasında yabancı cisimleri anüslerine sokmaları, yaşlı ya da hasta bir kimsenin kendi kendine lavman yapması sırasında, bıçak ya da yabancı bir cismin rektuma sokulması sonucunda anüs, rektum ya da her ikisini ilgilendiren yaralanmalar meydana gelebilir.

· Kondom veya balonların içinde koyulan uyuşturucu maddeler rektuma sokulması ve bu plastik maddelerin yırtılması ile içinde bulunan kokain veya eroinin absorbe olması sonucu ölüm meydana gelebilir.

CİNSEL SALDIRI SANIĞININ MUAYENESİ

· Cinsel suç olaylarında sanığın muayenesi de olayın aydınlatılmasında değer taşır. Cinsel saldırı olaylarında, doktordan şüpheli saldırganın muayenesi istendiğinde, aynı genel düzen kullanılmalıdır.

· Giysilerin tetkikinden sonra tüm vücut muayenesi yapılır.

· Vücut genelindeki yaralar, özellikle yüz, boyun ve göğüsteki mağdurenin tırnakları ile oluşmuş çizikler, fiziksel mücadele sonucu oluşmuş sıyrık, morarma, laserasyon gibi çeşitli travmatik lezyonlar, çok nadir olarak da glans penis veya prepisiumda morarmalar ve frenulumda oluşan yaralanmalar araştırılmalıdır.

· Genital bölgede mağdurdan geçebilecek kıl, kan gibi materyalin varlığı araştırılmalıdır.

· Pubik bölge, yabancı kıl aramak için taranmalıdır.

· Pubis kıllarından, saçlardan ve varsa bıyık ve sakaldan da örnek alınmalıdır.

CİNSEL SUÇ İDDİALARININ ADLİ TIP BOYUTU

Cinsel suç iddialarında mağdur ve sanığın muayenesi adli tıbbın en zor işlevlerinden birisidir. Bu tür suçlara sıklıkla ağır cezaların uygulanması, aile ve toplum üzerine olan etkileri, gerçek suçluların cezalandırılmamasının yanında yanlış mahkumiyet kararlarının verilme olasılığı, hekimin sorumluluğunu oldukça ağırlaştırmaktadır.

Konu adli tıp ve jinekoloji uzmanlık alanına girmekle birlikte, adli makamlar tarafından herhangi bir doktordan da bir cinsel saldırı iddiasının araştırılmasında yardım istenebilir. Deneyimsiz veya çok az deneyimi olan bir doktor, oldukça büyük sorumluluk taşıyan bu konuda görev almakta isteksiz de olsa uzman hekimin bulunmadığı durumlarda, yasal zorunluluk nedeniyle bu çağrıya uyacaktır. Bu görev esnasında azami dikkat gösterilmeli, hekimin görüşleri ölçülü olmalı, özellikle deneyimsizlikten kaynaklanabilecek belirsizlik ve her iki anlama da çekilebilecek ifadelerden kaçınılmalıdır. Muayeneyi yapmak zorunda kalan hekim bulguları objektif olarak ve yorumsuz kaydetmeli, fizik muayene sadece genital bölge ile sınırlı kalmayıp tüm vücudu içermeli, muayene tamamlandıktan sonra bulguları içeren raporla birlikte muayenesi yapılan kişinin en kısa zamanda adli tıp uzmanı bulunan bir kuruluşa, bunun mümkün olmadığı durumlarda bir jinekologa gönderilmesi gerekir.

Cinsel suçların ne yazık ki çok küçük bir oranı (% 5-10’u) adli makamlara yansıtılmaktadır. Bu suçların mağdurlarının neredeyse tamamına yakınını savunma güçleri az olan çocuk ve kadınların oluşturduğu göz önüne alındığında, olayı aydınlatacak temel unsurlardan olan tıbbi raporların etkinliği önem kazanmaktadır.

ADLİ TIP İLE İLGİLİ SORULAR

Erişkin bir kadının isteği dışında ırzına geçilmesi mümkün müdür?

Doğal uyku sırasında bir kadının ırzına geçmek mümkün müdür?

Baygın haldeki bir kadının ırzına geçilebilir mi?

CİNSEL SAPIKLIKLAR

Normal seyir ve yolunu şaşırmış her türlü seksüel arzuya seksüel sapıklık denilmektedir. Kadın ve erkeğin birbirleriyle çiftleşme arzusu normal olup, erkeklerde seksüel uyarım eşiği daha düşük olduğundan bu istek daha fazla göze çarpar. Erkeklerde cinsel birleşme arzusunun aşırı derecede oluşu “Priapisme” veya “Satriasis”, Kadınlarda cinsel birleşme arzusunun aşırı derecede oluşu “Clitorisme” veya “Nymphomanie” olarak adlandırılmaktadır. Bu durum tek başına bir hastalık olarak değerlendirilebileceği gibi akıl hastalıklarının belirtilerinden biri olarak da karşımıza çıkabilir.

CİNSEL SAPIKLIĞA YÖNELİMLERİN BAŞLICA NEDENLERİ

Ereksiyon kusuru olmasına karşın libidonun devam etmesi (erkeklerde),

Kapalı toplum yapısı,

Cezaevleri, uzun gemi yolculukları, kışlalar, yatılı okullar gibi olanağı olmayan yerlerde uzun süre normal cinsel ilişkiden mahrum kalma,

Bazı kişilerde ahlakta yozlaşma ile birlikte psikolojik doyumsuzluk sonucu, hayatlarına renk katma isteği,

Bazı akıl hastalıkları ve zeka gerilikleri,

Bunaklık,

CİNSEL SAPIKLIKLARIN SINIFLANDIRILMASI

Seksüel sapıklıkları iki büyük gruba ayırabiliriz

Amaca Yönelik Sapıklıklar

· Mastürbasyon (Masturbation)

· Sadizim (Sadism)

· Mazoşizm (Masochism)

· Eksibitionizm (Exhibitionism), teşhircilik

· Skopiofili (Scopiophilia), gözlemcilik

· Miksoskopi (Mixoscopy), röntgencilik

· Triolismus (Triolismus)

· Ninfomani (Nymphomania)

Obje ile İlgili Sapıklıklar

· Fetişizm (Fetishism)

· Narsizm (Narcissism), Nergis aşkı

· İnsest (Incest), akraba aşkı

· Homoseksüellik (Homosexuality)

· Bestialite (Bestiality-Zoophilia), hayvancılık

· Pedofili (Pedophilia), sübyancılık

· Senility Sexual, yaşlılık azgınlığı

· Nekrofili (Necrophilia), ölü seviciliği

MASTÜRBASYON (MASTURBATION):

Gerek düşünsel olarak, gerekse pornografik bir resim gibi bir başka objeye bakarak erkeklerde el ya da başka bir obje ile penisin tutulup ejekulasyonun sağlanması, kızlarda ise el, parmak, özel aletler ve topuklarla genital bölgeler üzerinde oynanarak organzma ulaşmayı hedefleyen eylemlerdir. Hayvanlarda da mastürbasyon görülmekte olup, maymunlar, atlar, ve köpekler genital organlarını toprak ve ağaçlara sürterek bu işlemi yaparlar. Gizlenmesi ve yapılması kolay olduğundan yaygındır. Mastürbasyona genellikle puberte dönemi olarak kabul edilen 8-13 yaşlar arasında başlanılır ve normal cinsel ilişki sağlanıldığında bırakılır. Ancak psikopatlarda, akıl hastalıklarına yatkınlığı bulunan veya iradesi zayıf kişilerde normal cinsel ilişki sağlansa da ömür boyu eder.

SADİZİM (SADISM)

Karşısındakine eziyet ederek, onun acılarından cinsel zevk alan ve böylece cinsel ilişki kuran kişilere sadist, bu eyleme ise sadizim denir. Erkeklerde görülür. Çocukluk çağında hayvanlara eziyet çektiren bu kişiler ilerleyen yıllarda arkadaşlarına acı vermekten zevk alır hale gelirler. Genç kız ve kadınlara saldırarak, onları parçalayıp, karınlarını deşip, açtığı yaradan penisini sokarak tatmin olan ya da öldürdüğü ya da karnını deştiği kadın karşısında mastürbasyon yapacak kadar vahşi olabilecekleri gibi partnerini ısırıp, iğneleyip veya kesip ortaya kanı gördükten sonra cinsel ilişkiye giren ya da önce kadını kamçılarken mastürbasyon yapıp ve daha sonra cinsel ilişkiye giren tipleri vardır. Sadistlerin en hafif şekli ise, karşısındakine hakaret edip onu aşağılayıp daha sonra cinsel ilişkiye girer ya da cinsel birleşme sırasında orgazm ile birlikte partnerini ısırmaktan, sıkmaktan ve onun bağırmasından daha büyük zevk alırlar.

MAZOŞİZM (MASOCHISM)

Mazoşizm ise cinsel birleşme öncesi, kamçılanmaktan, dövülmekten, hakarete uğramaktan ve yerlerde sürüklenmekten zevk alma olayı olup, genellikle sadizim bulunan kişilerde görüldüğünden bunlara sado-mazoşist adı verilir.

EKSİBITİONİZM (EXHIBITIONISM), TEŞHİRCİLİK

Bir kimsenin cinsel organlarını diğer bir kişiye göstermesidir. Psikopatlarda ve bazı akıl hastalıklarının bir bulgusu olarak görülür. Erkeklerde daha sıktır. Bunlar karşı cinse dokunmadan organlarını gösterdikten sonra zevk alarak mastürbasyon yaparlar. Teşhir olayı bir suç olup, akıl hastalığı zemininde gelişip gelişmediği araştırılmalıdır.

SKOPIOFİLİ (SCOPIOPHILIA), GÖZLEMCİLİK

Bunlar karşı cinsin cinsel organlarını görmekten zevk alırlar ve genellikle karşı cins tuvaletleri yakınlarında dolaşırlar.

MİKSOSKOPİ (MIXOSCOPY), RÖNTGENCİLİK

Bir kadın ile erkeğin birleşmesini seyretmekten zevk almadır.

TRİOLİSMUS (TRIOLISMUS)

Kendi sevdiği kadın/erkek veya hatta eşinin bir başkası ile cinsel ilişkisinden zevk alma olayıdır.

NİNFOMANİ (NYMPHOMANIA)

Kadında cinsel ilişki ve arzunun aşırı derecede arttığı bir hastalık olup, bazen de bu belirtiler, mani, paralisia generale, demans gibi bir akıl hastalığının bulgusu olarak da karşımıza çıkabilir. Ninfomanili kadın cinsel ilişki için karşı koyamadığı bir arzu içinde olur. Önüne gelen erkeği kandırmaya çalışır. Her hangi bir sınır tanımaksızın her yerde ve herkesin içinde birleşmek ister. Bu nöbet sırasında terse ırza geçme, teşhircilik, alenen mastürbasyon, ve alenen cinsel ilişki görülebilir.

FETİŞİZM (FETISHISM)

Cinsel sapıklıkların en sık görülenlerindendir. Fetişist karşı cinsin bir eşyasına dokunmak ya da onun vücut bölgelerinden biri ile temas etmek isteği duyar ve buna ulaştığında orgazma ulaşır. Bu orgazm, sürtünmek ya da mastürbasyon ile sağlanabileceği gibi bir başka kişi ile cinsel temasla da sağlanabilir. Kişide cinsel etkiyi sağlayan cisimlere fetiş denir. Bu cisimler karşı cinsin iç çamaşırları, ayakkabıları, çorapları, mendilleri, eldivenleri, giysileri gibi çok çeşitli eşyalar ve yine karşı cinsin kalçaları, memeleri, boyu, rengi, kokusu, parfümü gibi pek çok şey fetiş olabilir. Bu durum küçük yaşlarda başlar ve ergenlikle birlikte olgunlaşır. Bu dönemde libidonun çabuk uyanması ve fazlalığı dikkat çekicidir. Fetişi görmekle birlikte penil veya klitoral ereksiyon gerçekleşir ve erkeklerde ejekulasyon olur. Fetişistler bazen basit hırsızlıklarla karşımıza gelebilir. Aslında namuslu bir hayat süren ve maddi durumu iyi olan bir kişi Pazar tezgahından kadın kilodu çalarken yakalanabilir. Hırsızlık eylemi süreklidir ve hep aynı eşyaya yönelir. Fetişizm ceza ehliyeti üzerine etkili bir durum olduğundan değerlendirilmelidir. Fetişistler yine, alenen mastürbasyon ya da özellikle otobüs gibi yerlerde kadınların kalçalarına sürtünme sonucu tasaddi suçlamaları ile de karşımıza çıkabilirler. Bu son grup kertici olarak adlandırılmaktadır.

NARSİZM (NARCISSISM), NERGİS AŞKI

Her insanda bulunabilen kendi vücuduna aşık olma halinin aşırı derecede oluşudur. Özellikle kadınlarda bulunur. Bu kişiler çırılçıplak soyunarak ayna karşısında kendi vücutlarını seyrederek mastürbasyon yaparlar.

İNSEST (INCEST), AKRABA AŞKI

Oldukça sık görülen cinsel sapıklıklardadır. Öz veya üvey anne ve babalarla- evlâtları, büyük anne ve büyük babalarla- torunları, kardeşler arası ilişki insest olarak adlandırılır.

HOMOSEKSÜELLİK (HOMOSEXUALITY)

Erkek veya kadının kendi cinsinden olanlara karşı cinsel haz ve zevk almasıdır. Anadan doğma olup, genetik özellikler taşır.

Bu özelliğe sahip erkek çocuklar, küçük yaşlarda diğer erkek çocuklar karşısında kızlar gibi kırıtırlar. Pasif olma ihtiyacı duyarlar. Makyaj ve güzelliklerine önem gösterirler. Kızlar gibi giyinip oynamaktan, kadınlar arasında oturmaktan zevk duyarlar. Kadınları hemcinsleri gibi dert ortağı ve ruh arkadaşı sayıp, erkeklere ateşli kıskançlık mektupları yazarlar. Bir yakışıklı ve normal erkeğin eşi olmak isterler. Erkeğine yaklaşan kadınlardan hoşlanmaz, normal cinsel ilişkiden zevk almazlar. Homoseksüel ilişkinin bir diğer şekli ise kadınsız bulunulan toplumlarda görülür ki, bunlarda, kıskançlık, kadınsı tavırlar gibi fenomenler olmayıp, normal kadına kavuşulduğunda kaybolur. Dünyanın her yerinde tüm toplum katmanları arasında görülebilir. Sokrates, Platon, Neron, Büyük Freedric, Jule Cesar, Michelengelo, Leonarda da Vinci, Henri III, Edward II, Moliere, Gothe, Casanova, Papa Paul II, Oscar Wilde gibi isimler tarihe geçmiş homoseksüellerdendir.

Kadın- kadına olan homoseksüel ilişki ise, sevicilik olarak adlandırılmakta olup, aktif kadın erkek gibi giyinir ve saçlarını kısa keser. Bunlar genç kızları parmakla iğfal edebilirler. Sevicilik genellikle yatılı kız okullarında masum sevgi ve şefkat gösterisi şeklinde başlayıp daha sona kalçaların ve göğüslerin ellenmesi, yanakların, dudakların, memelerin öpülmesi, klitorisin okşanmasına kadar ilerler. Sevicilerde partnerlerine karşı kıskançtırlar ve partnerlerini kaybetmemek adına çeşitli suçlar ve cinayet işleyebilirler.

BESTİALİTE (BESTİALİTY-ZOOPHİLİA), HAYVANCILIK

Hayvanlarla seksüel temasa girmektir. Her iki cinste de görülmekle birlikte erkeklerde daha yaygındır. Erkekler daha çok bu amaçla eşek, inek, keçi, köpek ve nadiren de kümes hayvanlarını kullanırlar. Ninfomanili kadınlar ise eğittikleri köpekleri tercih ederler. Bu durum embesillerde, idiotlarda ve erken bunamışlarda karşımıza çıkabileceği gibi, kadınsız bulunulan ortamlarda geçici olarak da görülebilir.

PEDOFİLİ (PEDOPHILIA), SÜBYANCILIK

Geç bunama bulguları gösteren yaşlı kişilerin cinsel haz almak amacıyla küçük kız ve erkek çocuklarını okşayıp sevmesidir.

SENİLİTY SEXUAL – YAŞLILIK AZGINLIĞI

Menopoz dönemine girmiş kadınların cinsel isteklerinin kabarması ya da 60 yaş üstü erkeklerde libidonun artışı doğrultusunda evde veya sokakta sarkıntılığa yönelimleridir.

NEKROFİLİ (NECROPHILIA), ÖLÜ SEVİCİLİĞİ

Ölüye aşık olma ve ölü ile cinsel ilişkiye girme durumudur. Bu kişiler mezarları açarak cinsel ilişkiye girebilirler. Toplumda çekingen karakterleri ve karşı cins ile ilişki kurmakta güçlük çeken kişilikleri ile dikkat çekerler.

Hiç yorum yok: